Tapınağa doğru yürüyordu Miké. Üzerinde her ritüel de giydiği siyah geceliğimsi elbisesi vardı. Ayağında ise kızların babet dediği erkeklerinse patik dediği siyah bir patik/ babet vardı. Ayaklarını yere sürtmeden bir ruh gibi ilerliyordu adeta taş yollarda.
Yine bir geceydi ve bir çaylak daha bir vampir olmuştu.Bu çaylağın vampir olduğunu herkes biliyor ; fakat halen onun için bir ritüel yapmayı istiyorlardı.Ve bu olay tam da Dolunay Ritüeli olduğu zamanda gerçekleşecekti.Miké böyle zamanlardan hiç hoşlanmazdı ; çünkü Dolunay Ritüeli’ni geç saatlere ertelemek zorunda kalırdı.Hem her vampir için bir ritüel yapmaya kalksalar ohoo..diye düşünüyordu Miké..
Miké'ta bu gece o her ritüel olan heyecanlar yoktu. Buna kendiside şaşırmıştı ama olmaması daha iyiydi. Bunun nedenin mavi çaylak sayısının az olmasına bağlamıştı. Gerçektende bu aralar mavi çaylaklar giderek azalıyor ve kırmızı çaylakların sayısı gittikçe artıyordu. Buna Miké'ta çok üzülüyordu ama onun üzüntüsü bir şey ifade etmiyordu. Ne de olsa o sadece bir liderdi.
Miké geç kalmamıştı tapınağa gittiğinde; fakat bütün karanlık kız ve erkekler toplanmıştı bir yerde.
Diğer çaylaklarsa başka bir yerde Yüksek Rahibe'nin gelmesini bekliyorlardı.
Miké, Karanlık Kız ve Karanlık Erkeklerin yanına gitti ve o da herkes gibi Yüksek Rahibe'nin gelmesini beklemeye başladı.
Ve sonunda Yüksek Rahibe'nin içeri girişiyle bütün gözler ona çevrildi. Üzerinde siyah elbise ve siyah topuklularıyla giren Yüksek Rahibe her zaman ki gibi göz alıcıydı.
Yüksek Rahibe'nin yerine geçmesiyle yeni bir ritüel daha başlamıştı ve uzun bir gece Miké'ı bekliyordu.
Yüksek Rahibe yerine geçmişti hemen. Ritüel’i başlattı. Şiir okuyan profesörle birlikte dans eden Yüksek Rahibe’miz şiirle bir uyum içinde süzülüp gidiyordu.
Şiirin bitmesiyle Yüksek Rahibe’nin dansının bitmesi aynı anda olmuştu. Yüksek Rahibe şiiri söyleyen şiir profesörümüze teşekkür ederken şiir profesörü sahneden inip yerini almıştı. Yüksek Rahibe ise ritüeli yeniden yönetmeye başladı.
— RİTÜELDEN SONRA/DOLUNAY RİTÜELİ -
Miké ritüelin sona erişiyle bir ohh çekti.Bu ritüel Miké için en uzun ritüel gibiydi.Fakat Miké buna aldırış etmeden kendi ritüelini yöneteceği yer olan Doğu Duvarı’nın oraya doğru ilerledi.
Miké oraya vardığında gördüğü şeye hayretle baktı..Element sahipleri önceden gelip mumları hazırlamışlardı.Geceye doğru baktı.Tam zamanıydı ritüelin.
‘’Herkes yerine! ‘’ dedi Miké. Element sahipleri mumlarını alıp bir çember oluşturdular. Yeşil mumun sahibi toprak elementi çemberin kuzeyine, sarı mumun sahibi hava elementi çemberin doğusuna, kırmızı mumun sahibi ateş elementi çemberin güneyine, mavi mumun sahibi su elementi ise çemberin batısına geçerken mor mumun sahibi ruh elementi (Miké) ise çemberin tam ortasına geçmişti.
İlk önce Miké’ın odaklanması gerekiyordu. Bunun için biraz bekledi ve element sahiplerine bakıp sessiz bir şekilde;
‘’ Hazır mısınız? ‘’ dedi. Hepsi ‘’Evet’’ şeklinde kafalarını hafifçe salladılar ve Miké yutkunup ritüele başladı.
Miké ilk önce çemberin doğusuna yani hava elementine gitti. Orda ‘’ Rüzgâr nefes almamızı sağlıyorsun ve atmosferi dolduruyorsun. Çemberimize davet ediyorum. Rüzgâr bana gel." dedi ve bir soğuk bir esintiyle karşılaştı, ilk elementi başarmıştı.
Sonra saat yönüne doğru hareket etti. Karşısında duran ateş elementiydi. "Ateş bizi ısıtır. Çemberimize ateşi davet ediyorum. Ateş bana gel." Dedi. Bu sefer onu sıcak karşılamıştı. Ateş elementini de harekete geçirmeyi başarmıştı.
Yine saat yönünde hareket ederek mavi mumu tutan su elementine gelmişti. Burda da " Su bizi yıkar. Çemberimize davetlisin. Su bana gel.’’ Dedi ve onu karşılayan deniz kokusunu hissedince bu işte tamam dedi içinden ama en fazla dikkat ettiği şey şuan odaklanmasıydı.
Sağa doğru hareket etti ve karşısında duran toprak elementine : " Toprak yaşamımızın en önemlilerindendir. Seni Çemberimize davet ediyorum. Toprak bana gel! ‘’ dedi ve çayır kokusunu içine çekti. Şimdi son kalan element olan ruh elementini harekete geçirmek için çemberin ortasına geçmişti.
"Ruh bizim özümüzdür.Seni Çemberimize davet ediyorum.Ruh bana gel..’’ dedi.İçini saran ruhu hissetmişti..
Ruhu çağırınca çemberdeki bütün elementlerin enerjisi artmıştı. Sonra yerde duran şarap bardağını eline alıp bir yudum kendi içti ve sonra herkese bardağı gezdirerek içirdi. Herkes bir yudum içtikten sonra elementlerin yanına dönüp onlara teşekkür edip serbest bıraktı. Bu gecede sona ermişti.