Gece Evi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Araxia Xylia

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Araxia Xylia




Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 21/02/11

Araxia Xylia Empty
MesajKonu: Araxia Xylia   Araxia Xylia I_icon_minitimePtsi Şub. 21, 2011 1:39 am

Gene sıradan ve sıkıcı bir
gündü. Hiç vampir öldürmemiştim ve bu beni çok rahatsız ediyordu.
Öldürmeye ihtiyacım vardı. Kana ihtiyacım vardı! Dante iyi olmadığımı
fark etmiş olacak ki eve bırakmayı teklif etti. Aslında kendimi
koruyabileceğimi o da bende biliyorduk. Ama sizin gibi olan biriyle,dostunuzla,yürümek paha biçilemezdi. Beraber sıradan muhabbetler
ederek yürüyorduk. Ben yavaş yavaş kendime gelmeye başlarken, içimdeki
avcı zamanı geldiğinde ortaya çıkmak için geriye çekiliyordu. Yeniden
kendim gibi hissetmek çok güzeldi. İçimdeki Avcı ortaya çıktığında artık
ben olmaktan çıkıyor çok farklı, kana ve ölüme susamış bir canavar
çıkıyordu ortaya. Bunu engellemek istiyordum. Ama bana yardım edebilecek
kimse yoktu. Dante'ye anlatamazdım. Görevine oldukça sadık bir avcıydı
o. En azından öyle görünüyordu... Her şey gayet normal gidiyordu. Ta ki o
ses ve kokulara
kadar. Neden hiçbir
zaman işler benim istediğim gibi olmuyordu ki. İçimdeki avcı tekrar
uyanmış, kontrolü kendi eline almıştı.
" Bugün şanslı günümüzdeyiz galiba Dante. Ne dersin? Bir kaç vampir
öldürebilecek miyiz?"
Sesli bir kahkaha attım.

"Bence bu gece kesinlikle bir avuç kan emiciyi
öldüreceğiz!"
Peşimden gelmesini
bekleyerek koruluğa doğru daldım. Bir an tereddüt ettiğini hissettim.
Ama beklediğim gibi peşimden gelmişti. Koku gittikçe dahada
keskinleşiyor bütün avcı dürtülerimi harekete geçiriyordu. Artık tek
isteğim vardı;Kan ve Ölüm! Vampirleri
görebileceğimiz
bir yerde durarak Dante'ye döndüm:

"Mm bir bakalım. Yaklaşık 5-6 kişiler. Bir şeyin etrafında
toplanmış gibiler. Kendi kan emici ayinlerini yapıyor olmalılar. Bir
avuç inançlı kan emici. Ne kadar da
duygusal! Onları hemen öldürmek
hiçte eğlenceli olmaz aslında."


Sırıtışım fazlasıyla sinsiydi. Dante neler düşündüğümü merak ederek
bana baktı. Ne de olsa bizim işimiz sadece öldürmekti.

"Ne düşündüğünü biliyorum Dante. Ama
biraz kan hiçte fena olmaz."
Dante şaşırmış gibi
gözüküyordu.


***

''Kan, ne kanı? Bizim işimiz onları öldürmek, onlara işkence etmek değil!''
Of, bu kadar sıkıcı olmak zorunda mı? Ne olur ki biraz işkenceden. Bazen sırf zorunda olduğu için vampirleri
öldürdüğünü
düşünüyorum. Onları öldürmekten
zevk almıyor gibi. Bu akşam da çok
sıkıcı
geçeceğe benziyor. Yine!

''Burada dur. Ben bi şunların yanına gideyim...'' Hah! Şimdi de beni burda
bırakıp onların yanına tek başına mı gidecek?
Tanrım!
Erkekler bazen gerçekten sinir bozucu oluyorlar. Ve eğlenmekten
anlamıyorlar! Ben konuşmak istiyordum ama beni dinlemeden
gitti bile.
Sinir şey.
Sonunda geri geldi yani.''Bunlar
farklı... Bunları katletmemizde sorun yok.
Nasıl varlıklar bu vampirler
anlamıyorum, kendi ırkdaşlarından birini
öldürmüşler...'' Farklı derken? Her neyse
umrumda değil. Kendi ırkdaşlarından birini öldürmelerinin
benim için tek farkı ufak bir eğlenceden mahsur bırakmış
oluyorlardı
beni. Bunun karşılığını da
onlardan alacağım zaten. Ama Dante ne demek
istiyor?
'Bunlar farklı...Bunları katletmemizde sorun yok.' Ne
yani aynı-sıradan vampirlerden- olsalarda katletmem sorun
mu olacaktı?
Bu çocuğun gizlediği bir şeyler
olduğuna eminim. Neyse beni
ilgilendirmez,şimdilik.
Ne de olsa ben de sütten çıkma ak kaşık değilim.
Şimdi önümdeki eğlenceye atılmalıyım. Canım fena bir
halde sıkılıyor
çünkü. Sırtımdan
ayırmadığım kılıcı mı çektim. Sapındaki zümrüt ve yakut
taşlar parıldıyor, üzerine işlenmiş yazıysa ışıkla
yazılmış gibi
görünüyor. Bu kılıca her
bakışımda bir kez daha hayran oluyorum. Bu
kılıcın
bana nasıl geldiğiniyse hala anlamış değilim...
"Ee Dante Madem bunlar 'farklılar', eğlenceye hazır mısın? Hadi başlayalım!"Yüzümdeki
ifadenin
gerçekten tehlikeli göründüğüne
eminim. Açıklığa yanlarına atlıyoruz.
Sesleri
öfkeli hepsinin. Kendi aralarında tartışıyor olmalılar. Kendi
seslerinden bizi duymadılar sanırım. Başları olduğu
belli olan birisi
konuşuyor:
'Kahretsin! Bir mavi vampiri öldürerek ne yapmayı planlıyordunuz?! Aklınız nerdeydi!
Şimdi bunun
peşini bırakırlar mı
zannediyorsunuz!'

'Hey.Bu kadar telaş yapma. O kadar da önemli biri olduğun
sanmıyorum.
Buralarda bir yere gömersek
olay kapanabilir.'

'Bunun
cezasının hafif olmayacağından emin

olabilirsiniz. Şimdi benimle gelin.'

Arkasını döndüğünde onları izleyen bizi gördü. Fazlasıyla
şaşırdığı belli
oluyor. Ama bunlar
Dante'nin dediği gibi farklılar. Gerçi işaretlerinin
kırmızı ya da mavi olması benim için pek bir ifade
etmiyor.
Vampir,Vampirdir!
"Ne o güzelim bizi gördüğüne şaşırmış
gibisin. Oysa uzun bir süredir
buradayız." Bİr hırıltıyla cevap verdi. Hiç de
kibar değil.
Bu işleri daha da eğlenceli
bir hale getiriyor.

"Görüyor musun Dante? Küçük kırmızı kan emiciler bizi
gördüklerine sevinmediler. Oysa biz onlarla
oynamaya gelmiştik. Yazık!"
Kırmızı daha fazla dayanamamış
olacakki
üzerime atladı. En azından kılıcımın darbesiyle karşılaşana
kadar bunu yapmayı planlıyordu. Kıvranarak yere
yığıldı.

"Sizi
ziyaret edenleri böyle mi
karşılıyorsunuz? Cık,Cık hiç de iyi bir karşılama değil."

Diğerleri bir yerdekine bir bana
bakıyorlar. Ne yapacaklarını biliyorum.

"Hadi Dante. Kan emici arkadaşlarımız oyuna hazır gibi
görünüyor"
Kan emiciler ne
olduğunu
anlayamadan saldırdık. Bir tanesi bana doğru geliyor. Ölüme
yürüdüğünü nerden bilebilir ki? Kılıcımla kafasını
kesiyorum. Tabi
tamamen kopartmıyorum. Acı
çekmesi için yaşaması gerekli. Yere düşünce
başından
aşağı duruyor ve kılıcımla bedeninde yaralar açıyorum.
İşaretinin olduğu yere derin kesikler açıyorum. Bu ona
her şeyden çok
acı veriyor gibi görünüyor.
Dante'nin ne yaptığına bakmak için etrafa
bakınıyorum.

***

Dante'ye neler oluyordu böyle. Gördüklerim karşısında şok
geçiriyordum. Bir vampir hiç zorlanmadan ona bir yumruk indirmiş ve onu
en az(!) 2-3 metre öteye uçurmuştu. Bu nasıl olabilirdi? Sonuçta Dante
en güçlü avcılardandı ve bu kız hiç zorlanmadan onu yere serebilmişti.
Bu hiçte iyiye işaret değildi. Dante tekrar ayağa kalktı. Vampir
şaşırmış gibiydi ama tekrar bir yumruk atmaya hazırlandığını
gördüm. Önümdeki eğlenceyi-kan emiciye yaptığım
işkenceyi- istemeyerek
bırakıp. Vampire
kılıcımı sapladım. Onun için acısız bir ölüm olmuştu,yazık! Oysa o güzel
yüzünü eğlenceli bir şekilde mahvedebilirdim. Göğsüne yediği yumruk
Dante'yi çok zayıflatmış görünüyordu. Hafifçe kenera çakildi. Fakat pes
etmemişti. Silahını

çıkarıp bir vampiri
daha kolayca öldürdü. Sinir olmuştum.

"Hey,
Dante! Oyuncaklarımı hemen öldürme!''
Hemen
öldürünce ne eğlencesi olurdu ki. Hem daha Dante'ye atılan yumruğun
hesabını soracaktım. Bu kadar kolay ölmelerine izin vermek fazla iyimser
olurdu. Dante sonunda istediğimi yapmıştı. Bütün vampirleri
topuklarından vurdu. Gülmeye başladım. Bu bana mafya filmlerini
hatırlatmıştı. Gerçekten komikti. Hani orda vardır baştan aşağı siyah
takım elbiseli adamlar dikilir. En ufak bir olay da 'sıkayım mı
topuğuna bir tane abi?'
derler. Dante'yi bir an siyah takım elbiseli
gördüğüme yemin bile edebilirim. Gülerken etrafa
bakınıyordum. Ufakta olsa bir an iğrenmiştim. Ama kandan
değil kendimden. Bunları nasıl yapabilmiştim? Ama bu sadece bir andı.
İçimdeki Avcı'yı durduramıyordum. Hemen kontrolü gene kendi eline
almıştı. İşkenceye devam ettim. Bütün vampirler yerde kıvranıyorlardı.
Bir tanesinin yalvardığını duydum.

'Lütfen...Lütfen
öldür beni.'

'O kadar kolay değil
güzelim. Sizin yaptığını işkencelerinde bir karşılığı olmalı ama değil
mi?'

'Ama...Ama...Biz
bile...Bu kadarını...yapmamıştık.'
Acıdan kesik kesik
konuşuyordu.

'Günaydın
güzelim Avcı uyanalı çok oldu!'
Kalbine kılıcımı saplar
saplamaz ölmüştü. Tekrar ayakta dikilmeye başladım. Hala bir şeyin
açlığını duyuyordum. Etraftaki bir şey beni kendisine doğru çekiyordu.
Aslında bunun ne olduğunu iyi biliyordum. Daha doğrusu içimdeki Avcı
biliyordu. Dante'ye baktım. Hala yediği yumruğun etkisinde gibi
görünüyordu. Belki...Belki beni görmeyebilirdi. Sadece birazcık.
Bırazcık kandan(!) ne olurdu ki. Hem bu normal değil
miydi ki zaten? Yakınımdaki ilk kıvranan vampire doğru eğildim.

'Acına son vermemi istiyor musun,tatlım?'
'Lütfen...'
'Pekala.' Hİç düşünmeden açtığım kesiklerden
birine elimi sürdüm ve ağzıma götürüp tattım.

'Mm. Kanın oldukça lezizmiş.'
Vampir afallamıştı. Kan içmeme şaşırmış gibiydi. Gerçi
bende şaşıyordum. Kanın tadıyla kontrolü tamamen kaybetmiştim. Vampire
doğru eğildim ve ağzımı kesiği olduğu yere gömdüm. Durmadan içiyordum.
Ta ki Dante'nin sesini duyana kadar...


***

''Araxia! Ne yaptığını sanıyorsun sen? Biz kan içmeyiz!
Biz vampir değiliz!''

Haklıydı. Ne
yaptığımı zannediyordum.Kahretsin! Ben lanet olasıca bir insandım
sadece. Neden vampir gibi kan(!) içiyordum. Ah,en kötüsü
bundan zevk alıyordum! Dante ötekilerinde kanını içeceğimden korkmuş
olacak ki hepsini teker teker öldürdü. Bana döndüğünde hala silahlarını
yerine sokmamıştı. Benden korkuyor muydu? Korkması gerekiyor muydu?
Kafayı yiyor olmalıydım.

''Evet, bir
açıklama bekliyorum senden. Ne diye vampirin kanını içiyordun?''

Neler olduğunu bilmiyordum ki. Sadece bir çekim
hissetiğimi ve karşı koyamadığımı hatırlıyordum. Peki şimdi Dante'ye ne
söyleyecektim. İçimdeki Avcı'nın hiçte onun gibi olmadığını,bana
yaptıklatrını,yaptırdıklarını ona anlatabilir miydim? Gerçi artık seçme
şansım var mıydıki? Hiç sanmıyordum.

"Açıklama...Keşke neden yaptığımı bilseydim Dante. O zaman
sana bir açıklama yapabilirdim. Ama şimdi gerçekten neler olduğunu
bilmiyorum."
Bana inanmayan gözlerle bakıyordu. Her iddiasına
girerim şu anda benim bir casus olduğumu düşünüyordu. Çünkü gözleri
alnıma kilitlenmişti. Sanki bir dövme,bir işaret arıyor gibiydi.

"Alnıma bakmayı kes Dante.
Hayır,şüphelendiğin gibi vampir casus falan değilim. Ama ne olduğumu
bende bilmiyorum. Tek bildiğim vampir değilim ama sizin gibi sıradan bir
avcı da değilim. Bir farklılık var ama ne bilmiyorum. Lanet olsun
bilmiyorum işte!"
Elimde olmadan bağırmıştım. Ama bu kadar bilinmezlik sinirlerimi
bozuyordu. Bir anda aklımda bir anı belirdi. Eski fotoğrafçı dükkanımın
yanında durmuş iki adamın konuşmasını dinliyordum.


"Onun gibi birisinin gerçekten efsanede ki avcı
olduğuna inanabiliyor musun?"

"Gerçekten
de tuhaf. Ama efsanede avcının bir dampir olacağı geçiyordu. Bu kız ise
sıradan bir insan. Hiçbir üstün özelliği yok."

"Bir yanlışlık olduğunu mu düşünüyorsun?"
"Neden ol..."

Anı
burda kesiliyordu. Dinlemeyi bırakmış olmalıydım. Kendime bir kez daha
lanet okudum. Ama o adamlar bir şeyden söz etmişlerdi. Dampir diye bir
şeyden. Ve onlar daha ben bilmeden çok önce benim avcı olduğumu
biliyorlardı. Ama nasıl? Dante2ye baktım. Oldukça sinirli gözüküyordu.
Ona anlatsam ne olurdu? Acaba o biliyor olabilir miydi dampirin ne demek
olduğunu. İçimde kötü bir his vardı. Bunun
anlamından hoşlanacağımı hiç sanmıyordum. Ama sormak
zorundaydım.

"Ah,bir
dakika. Bir şeyler hatırlıyorum. Eskiden bir şeyler. İki adamın
konuşmalarını dinlemiştim Dante. Benden söz ediyorlardı. Benim
efsanedeki avcı olup olmadığımdan. Hangi efsane olabilir ki bu? Ah,bir
de dampir diye bir şeyden
bahsettiler. Efsanedeki avcı eğer bensem-ki öyle
gözüküyor.- ben bir dampir olacakmışım. Ama bu efsane ve dampir ne? Ve
benim kesin o avcı olup olmadığımı nerden anlayacaz? Dante bana yardım
etmelisin. Ben..."
Ne diyeceğimi bilemiyordum. Bütün özgüvenim
silinip gitmişti. Ne diyebilirdim ki az önce bir vampirin kanını
içmiştim. daha da kötüsü bunu Dante'nin yanında yapmıştım. Şimdiyse ne
olduğunu bile bilmediğim bir efsanenin parçası gibi bir şeyim. Bugün
gerçekten berbat bir gün.


***

''Avcı kaynaklarında böyle bir şey yok. Yani, artık
yok. Eski kaynaklar çıkan bir yangında yok oldu. Yeni kaynakları da ben
incelemiştim, orada dampir denilen bir şeyden bahsedilmiyor. Yani bunun
için daha farklı bir yere bakmalıyız...''

Neden
söz ediyordu? Hangi yangın? Benim haberim olmayan bir yangında bütün
kaynaklar yanmıştı öyle mi? Ne kadar da şanslıydım ama! Daha farklı bir
yer mi? Nereye bakabilirdik ki?

''Vampirlerin kaynaklarına bakmalıyız. Oraya girmek ise
pek sorun olmayacak. Çünkü orada birkaç dostum var, daha doğrusu bir kaç
casus. Onlar da vampir ama bizim için çalışıyorlar. Bu yüzden de onları
öldürmedim. Oranın kaynakları bizimki kadar olmasa da eskidir. Belki
orada senin hakkında bilgi bulabiliriz.''

Vampir kaynakları mı? Şaka yapıyor olmalı! beni
vampirlerle dolu bir yere götüremezdi! Bunu yapması felaketle
sonuçlanabilirdi. Hala bir vampiri hissettiğimde kendime hakim
olamıyordum. İçimdeki dürtüye karşı koyamıyordum. O bunu nasıl
başarıyordu? Aramızda dağlar kadar fark vardı
Dante'yle. Ben normal bir insan olmasam da o da değildi. Bunu
hissedebiliyordum. Hem hangi avcı vampirlerle dost olur ki? Onunda bana
anlatması gereken şeyler vardı anlaşılan. İkimizin arasında artık sır
olmamalıydı. En azından ben öyle düşünüyordum. Kafam karışıktı ama en
azından içimde bir umut belirmişti.Elini uzattı ve bende tutarak ayağa
kalktım. Ben üstümü temizlerken o tekrar konuştu.

''Ee, ne yapıyoruz? Gidiyor muyuz?'' Ne diyeceğime karar verememiştim. Ama içimden bir ses
gitmem gerektiğini söylüyordu. Tabi onun bunu söyleme amacı farklıydı.
ama ne önemi vardı oraya gitmeliydim ama önce Dante'nin bilmesi gereken
son bir şey vardı.

"Pekala
gidelim. Ama bilmen gereken son bir şey var. Ben senin gibi bir vampir
gördüğümde kendime hakim olamıyorum. İçimdeki avcı kontrolü ele
geçiriyor ve benim asla yapmayı bile düşünmediğim şeyleri yapıyor.
Burdaki olayda bunun bir kanıtı aslında. En son isteyeceğim şey bir
vampire işkence etmek. Tanrım şuraya bak her yer kan! Vampir kanı! Bir
vampir kütüphanesine gitmek bu yüzden pek akıllıca gözükmüyor. Ama
gitmek de zorundayız. Bu konuda sana güvenebilir miyim? Beni
engelleyebilir misin? Kendimde kalmamı sağlayabilir misin?"

Şaşırmışa benziyordu ama kendinden emin bir şekilde
kafasını salladı.

"Tamam
o zaman gidiyoruz. Bu arada bu vampir dost olayını da bana açıklaman
gerekecek. Vampirlerin kendi
ırklarını hiçe sayıp bizim için casusluk yapacağını hiç sanmıyorum. O
yüzden bana iyi bir açıklama borçlusun."

Göz kırptım ve gülümsedim. Hala gülümseyebiliyordum. Bu
güzel bir şeydi. O da gülümsedi ve bende koluna girdim ve koruluktan
çıktık. Beni siyah jaguarıyla eve bıraktı. Arabadan inerken seslendim.

"Yarın izinli günümüz ve ben
bunun için tatilimi mahfedemem. Deliksiz bir uyku çekmek istiyorum. İki
gün sonra gece saat dörtte buluşalım. Gecikme sakın bekletilmekten
hoşlanmam ona göre."
Küçük bir kahkaha atarak kapıyı
kapattım. Onunda güldüğünü duymuştum. Ben kapıyı
kapatır kapatmaz gaza
bastı ve çok
geçmeden gözden kayboldu. O gözden kaybolduktan sonra bende
evime girdim ve üstümü değişir değişmez yatağıma
yattım. Gözlerimi
kapayarak eski
anıların verdiği huzurla uykuya daldım...


out: Başka bir sitede yazdığım bir Rp'm. Eğer olmazsa
başka bir rp koyabilirim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Araxia Xylia
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gece Evi RPG :: Siteye Giriş :: Rpg'e Dair :: Güç Seviyesi-
Buraya geçin: