Venüs Davis
Mesaj Sayısı : 1 Kayıt tarihi : 10/10/10
| Konu: Psikopat Katil Paz Ekim 10, 2010 6:08 pm | |
| Ad-soyad:Venüs Davis Örnek RP: - Spoiler:
İçiyordu Roxy. İçkisinden başka birşey düşünmüyordu o an barda. Zaten istediği de buydu. Onu düşünmemek. Sevgilisinden ayrıldığı için bu kadar çok içiyordu Roxy. "Yeter artık. Gidelim. Hadi Roxy!" Bu gürültülü, ışıkları gözleri yoran bar, Roxy'nin en iyi arkadaşı Maureen'i rahatsız etmişti. Oysa Roxy'i rahatsız etmemişti. Zaten doğru düzgün göremiyordu da. Muhtemelen nerede olduğunu bile unutmuştu Roxy. Beyni uyuşmuştu. "Roxy! Çok içtin. Gidelim. Hadi!" Maureen, Roxy'nin kolunu çekiştirdi. Roxy istemsiz bir şekilde, Maureen'in onu götürdüğü yere yürüdü. Bu arada Roxy de elindeki bardağı dudağına dayadı. Bir damla bira, dudağından ağzının içine doğru akarken, Maureen, Roxy'i hızlı bir şekilde çekince, bardak Roxy'nin elinden yere düştü ve paramparça oldu. Nihayet Maureen Roxy'i bardan çıkarabilmişti. "Roxy! İçkiyi çok abarttın. Hemen eve gidiyoruz!" Maureen, Roxy'i kolundan tutup çekti ama Roxy yerinden kıpırdamadı. O sırada barda çalan müzik, dışarıda da boğuk bir şekilde yankılanıyordu. Roxy, olduğu yerde dans eder gibi sallanarak, eliyle rock işareti yaptı. "Bu kadarı yeter." Maureen, Roxy'i zorla yürütmeye başladı. Eve neredeyse varmışlardı, Roxy Maureen'e sarılmış bir şekilde yürüyordu. Eğer Maureen onu bırakırsa yere yığılabilirdi. "Tamam Roxy. Geldik sayılır." Maureen ve Roxy, birlikte yaşıyorlardı. Roxy, bu sarı saçlı, mavi gözlü ve soluk tenli şirin kızı kardeşi gibi görüyordu. Maureen, içki içmezdi. Maureen'in beyaz kolu, Roxy'nin esmer koluna değince Roxy sırıttı. "Hiç solaryuma girmeyi düşündün mü Maureen?" Maureen afallamıştı. Roxy, kendi siyah saçlarına, sonra da Maureen'in sarı saçlarına baktı. "Ya da saçlarını boyatmayı?" Maureen kaşlarını çattı. "Neden böyle birşey yapayım ki?" Roxy bir kahkaha attı. "Benden güzel görünmeni istemiyorum da ondan. İtiraf et seni sürtük! Bobby beni senin için terketti!" Maureen, Roxy'nin sarhoş olduğunu ve ne dediğini bilmediğinin farkındaydı. Ama yine de birazcık kırılmıştı. "Tabii ki de hayır Roxy." Roxy'nin sırıtışı yüzüne yayıldı. "Tamam mı? Yürü hadi." Maureen, neredeyse yarım saattir Roxy'i yürütmeye çalışıyordu. Ama Roxy biraz yürüyüp birazda duruyor ve birşeyler saçmalıyordu. Biraz daha yürüdüler ve evin kapısının önüne geldiler. O anda karşıdan bir adam göründü. "Bobby?" Roxy saçmalamaya devam ediyordu. Maureen, anahtarla kapıyı açmaya çalışıyordu. Kapıyı açtı ve Roxy, anahtarı Maureen'in elinden alıp, Maureen'i iterek içeriye girdi. Adam, onlara iyice yaklaşıyordu. "Kimsiniz siz?" Bu soru Maureen'den gelmişti. Korktuğunu belli etmemeye çalışıyordu. Adam, elini havaya kaldırdı. Elindeki bıçak, Ay ışığında parladı. Roxy, Maureen'i içeri almadan kapıyı kapattı. Maureen'in çığlığı sokakta yankılandı. ------------------------------SABAH---------------------------------- Roxy, sabah uyandığında başı fena halde ağrıyordu. Yanındaki yatağa baktı. Yatak derli topluydu. "Tipik Maureen. Her zamanki gibi sabahın köründe kalkmıştır," diye mırıldandı Roxy. Yataktan kalktı ve üstünde mavi askılı bir bluz, üstünde krem rengi bir ceket ve altına da Ed Hardy kot pantolonunun olduğunu fark etti. Derin bir nefes alıp verdi. Nefesini kokladı ve yüzünü buruşturdu. Feci bir şekilde bira kokuyordu. Mutfağa gitti ve mutfakta kimse olmadığını gördü. Salona gitti. Orada da kimse yoktu. "Maureen?" diye bağırdı. Sessizlik. "Maureen!" Sessizlik. İyice ürkmeye başlamıştı Roxy. O anda gece olanlar, bir film şeridi gibi gözünün önünden geçti. Maureen onu bardan çıkarırken, Maureen onu eve götürmeye çalışırken, evin anahtarını Maureen'in elinden çekip alışı, Maureen'i iterek eve girmesi ve son olarak da Maureen'in çığlığı... O anda ev telefonu çaldı. "Alo?"Roxy, sesinin titremesine mani olamamıştı. "Roxxyy!" Telefondaki adam sesi Roxy'nin ismini tıslar gibi söyleyince irkildi. "Siz kimsiniz?" "Geçen gece neler oldu hatırıyor musun?" "Siz kimsiniz?" diye bastırdı Roxy. "Ben kimmiyim? Şu seksi sarışının katiliyim. Tabii, yakında senin de." Roxy donup kaldı. "Seni ****** çocuğu herif! Arkadaşıma ne yaptın!" diye bağırdı Roxy. "Yakında sana yapacağımın aynısını yaptım ona." Telefondaki adam kahkaha attı ve telefonu Roxy'nin yüzüne kapattı. Roxy iyice korkmuştu. Hemen polisi aradı. Polisler, evin kapısının önünde Maureen'in cesedini buldular. Giysileri parçalanmıştı. Çıplaktı ve göğsünün ortasına bir bıçak saplanmıştı. Roxy cesedi görünce bir çığlık attı. Bıçağın üstünde parmak izi aradılar ama yoktu. Polisler, önce tecavüz edilip, sonra da öldürüldüğü kanısına vardılar. O akşam, televizyonda, haberlerde en iyi arkadaşının, kardeşinin ölüm haberini izleyerek ağlıyordu. Adamın sözleri, beyninin içinde yankılanıyordu. "Ben kimmiyim? Şu seksi sarışının katiliyim. Tabii, yakında senin de." Tabii, yakında senin de... O pislik herif, Roxy'i de öldürecekti! Roxy hemen odasına gidip bir valiz çıkarttı ve ne var ne yoksa içine tıktı. Valizi alıp, kapıya doğru ilerlerken, "Buradan gitmeliyim, buradan gitmeliyim..." diye sayıklıyordu. Ama nereye gidecekti? Gidecek bir yeri yoktu! O anda Roxy delirdi. Bir çığlık atarak valizini yere attı ve koşarak kapıdan çıktı. Evi, çok sessiz, hatta ürkütücü derecede sessiz olan bir mahalledeydi. Mahalledeki evlerin çoğu boştu. Bu Roxy'i daha da çok korkutuyordu. Nereye gittiğini bilmeden, rastgele koşuyordu Roxy. Sonra dümdüz ilerleyerek ormanlık alanın içine daldı. Yorulunca durdu ve bir taşın üstüne oturdu. Cebinden iPhone'unu çıkardı ve televizyona bağlandı. Açar açmaz haberler çıktı. Sunucu, şöyle diyordu: "Son üç gün içinde Springfield şehrinde, Maureen Krombie'den önce ve sonra birçok kişi öldürüldü. Ölenlerin sayısı, en az 20 veya 10 olarak tahmin ediliyor." O anda, Roxy'nin telefonu çaldı. Arayan 'gizli numara'ydı. Roxy telefonu açtı. "Alo?" "Roxxyy!" "Benden ve diğer insanlardan ne istiyorsun lanet herif?!" "Roxy! İkinci round..." "Ne??!!""Seni nereye gidersen git, bulacağım Roxy! Benden kaçamazsın!""Beni rahat bırak seni ***!" "Ah Roxy... Ağzını bozmandan hiç hoşlanmıyorum... Biraz daha terbiyeli ol, annen sana böyle mi öğretti?" Roxy gözlerini kıstı. "****** git!" Roxy telefonu kapattı ve eve doğru koşmaya başladı. Eve girdi ve yatağının yanındaki komidinin çekmecesini açtı. Çekmecede duran silahı aldı. Ne olur ne olmaz diye, evde silah bulunduruyordu. Silah boştu. "Lanet olsun, nerede bu mermi?" diye söylendi. Çekmeceyi biraz daha karıştırdı ve bulduğu mermiyi silaha taktı ve koşarak evden çıktı. Karakola gidecekti. Böylece orada güvende olacaktı. Belki de orada kalabilirdi bir süre. O psikopat katil yakalanana kadar... Otobüs durağı çok uzaktaydı. Koşmaya başladı. Olabildiğince hızlı koşuyordu. Mahalle, bomboştu. Ölüm sessizliği hakimdi. Bu, Roxy'nin korkusunu ikiye katlıyordu. Hava sisliydi. Bu yüzden önünü doğru dürüst göremiyordu. Koşmaktan nefes nefese kalmıştı. O sırada bir adam "Roxy!" diye haykırdı. Roxy! Roxy! Adamın sesi yankılandı. Bir anda iki el Roxy'i omuzlarından yakaladı. Roxy hemen tabancayı çıkardı ve adama doğrultup tetiğe bastı. Ama hiçbirşey olmadı. Bir daha bastı. Yine hiçbirşey olmadı. "Lanet olsun!" Adamın yüzünü görmeye çalıştı ama adam siyah bir maske takmıştı. "Roxy, Roxy, Roxy... Silah kullanmayı bilmeyen aptal Roxy... Güvenlik kilidini açmadan ateş edemezsin." Böyle diyerek adam Roxy'i itti. Roxy yere düştü ve ağlamaya başladı. Adam elindeki silahın güvenlik kilidini açtı ve Roxy'nin bacağına ateş etti. Roxy bir çığlık attı ve bacağından akan kana bakmamaya çalıştı. "Benden ne istiyorsun!" Adam, Roxy'nin bu sorusuna güldü. "Seni, bebeğim..." Böyle diyerek Roxy'nin üzerine atladı. Roxy, sağlam olan bacağıyla adama bir tekme attı ve adam yere düştü. "Şimdi beni kızdırdın Roxy! Uslu dur!" Roxy, biraz uzağında, yerde duran silahını aldı. Adam daha neler olduğunu anlayamadan güvenlik kilidini açarak adama bir el ateş etti. Adam, kanlar içinde yerde yatıyordu. "Bunu neden yaptın Roxy..." "Bu sefer güvenlik kilidini açmayı unutmadım, seni sersem herif!" Roxy hırsını alamayıp adama birkaç el daha ateş etti ama bacağındaki acı yüzünden tekrar yere düştü. Acı içinde kıvranırken büyük bir zorlukla cebinden telefonunu çıkardı ve polisi aradı. Polisler 5 dakika içinde olay yerine geldiler. Adam ölmüştü. Roxy ise çok kan kaybediyordu. Ambulans geldi ve Roxy'i götürdü. Roxy, ambulansta sedyede yatarken, Maureen'i düşünüyordu. Arkadaşını kaybetmişti ama geriye kalan belki de bir sürü insanı kurtarmıştı. Ertesi gün katil hakkında araştırma yapıldı. Adam, akıl hastası bir sadistti. Akıl hastanesinden kaçarak insanları öldürüyor ve zevk alıyordu. Yani tam bir psikopattı. Adı Jack Prost idi. Roxy'e gelince... Ambulansta hastaneye tam gelmek üzereyken kan kaybından ölmüştü. Ama insanları bir pislikten kurtarmıştı.
| |
|
Lousie Bell Blakestry Yönetici&Yüksek Rahibe&Müzik profesörü
Mesaj Sayısı : 135 Kayıt tarihi : 09/04/10 Yaş : 30 Nerden : Danimarka İş/Hobiler : Müzik..Müzik..Müzik... Hayatımın anlamı diyebilirim..! Lakap : Yüksek Rahibem yada Rahibem
| Konu: Geri: Psikopat Katil Paz Ocak 09, 2011 4:22 pm | |
| Güzel olmuş . Daha iyi rplere. 90 Lütfen ne olmak istediğni pm ile bana belirtebilirsin. Konu:Kilit | |
|